10 Nisan 2015 Cuma

TEMPLE GRANDİN

.


Bu akşam, tavsiye üzerine bu filmi izledim .Araya zaman girip ,unutur ,atlarım diye de sıcağı sıcağına paylaşayım istedim. Böyle filmleri vizyonda ıskaladığıma üzülüyorum. Haberdar olduğumda , herkesi kolundan tutup sorasım izlemediyse  izletesim geliyor farkındalık adına.

Film, otistik bir kadının gerçek hayat hikayesi.

Temple, dört yaşında konuşmaya başlıyor. Doktorların ,akıl hastanesine yatırmalısınız dediği halde annesinin ve teyzesinin  inanılmaz ilgisiyle üniversiteyi bitiriyor . "Ben resimlerle düşünürüm " diyor.

"Resimlerle Düşünmek " kitabının yazarı. Colarado State  Üniversitesi'nde Profesör olmuş. Beyninin farklı algılaması ve  görsel hafızası sayesinde çalıştığı alanda çok büyük başarılar elde etmiş.

Buna rağmen karşılaştığı zorluklar ve onlarla mücadele etme şekli çok düşündürücü.O duygusal kırılımlar çok güzel işlenmiş filmde.

Her türlü detayı anlatarak  filmi izlemeyenleri sabote etmeyeceğim. Filmden sonra Temple Grandin'in peşine düştüm  ve TED konuşmasını  buldum. Filmi izlerseniz, zaten onu da merak edip kendiliğinden izleyeceksiniz diye düşündüğümden şuracığa bırakıyorum.

https://www.ted.com/talks/temple_grandin_the_world_needs_all_kinds_of_minds#t-20631

Filmden çok güzel bir alıntı."Farklıydım, ama eksik değildim. "

İzleyenlerin yolu buradan geçerse yorumlarını beklerim :)

İyi seyirler :)


25 Mart 2015 Çarşamba

Çağla Yeşili Sözcükler


                                                                  Foto;İzdüşümler



Toprak Ana ,bedenindeki  buz saçaklı  paltosundan kurtuluyor . Kış boyunca ruhuna sinen tembelliği renkleriyle,meyveleriyle,çiçekleriyle, doğanın şarkısıyla birlikte eritiyor .

Ben de dilime doladım arıların ve kuşların şarkılarını, ruhumdaki donukluğu,ağırlığı dağıtsın diye...

Sözcüklerim çağla yeşili . Yeniler .Bazen acı,bazen ekşi, bazen tatlılar bu yüzden.

Aynı  hayat gibi.

Ilık meltemlerin yüzünüzü öptüğü güzel baharlarınız olsun.

Sevgiler,

İz.

10 Haziran 2014 Salı

Yine Ben !



Blogumun şifresini kaybettim.Çok bomba yazacaklarım vardı hepsi silindi gitti.Valla bu bahane değil en gerçeğinden yaşadığım teknoloji özürlülüklerimden bir tanesi ...

Yazdıklarıma bakınca ilk bloga yazan ruh halimi bulamadım kendimde...Ne çok  şey değişti hayatımızda,sanki şu son bir kaç sene içerisinde birden bire büyümüşüz...

Ziplemiş gibi hayatlarımız öyle sıkıştırılmış ki açılınca günler almadı haftalar almadı yıllar doldu taştı.

Eski okuluma yıllar sonra ziyaret etmek gibi  geldi bloguma girince...Bir duygusallık,bir hüzün çöktü sanki üzerime...

Yazdıklarımı okuyunca "Heytt be neler yaşamışım da unutmuşum,iyi ki yazmışım "dedim.Şimdi ısrarla hala yazan arkadaşlarımı ziyaret edicem.Burasının kapısı biraz açık kalsın ,havalansın.Şifreyi de boynuma yazıp bağladım zaten.

Sevgiler :)

İz.

19 Kasım 2013 Salı

Sevgili Blog !



Sevgili blogum utancımdan yüzüme elek tutup geliyorum.

Ben ettim,sen etme!

Çok fena geri dönesim var.Gelsem yine çiziktirsem havadan sudan kabul eder misin?

Bu günlerde susup biriktirdiklerim o kadar çok ki...Şiştim !Dedim beni anlasa anlasa bir tek blogum anlar.

Sosyal Medyada sürekli yeni bir şeyler çıkarması ilgi çekici ve dikkat dağıtıcı kabul ediyorum.Ama senin yerin ayrı.Sen benim ilk göz ağrımsın.

Tamam çok zamanlar ara verip tekrar geri dönmelerim oldu ve her seferinde arayı bir daha bu kadar açmayacağım dediğim halde çok feci açtım.Ama her seferinde de geri dönüdüm biliyorsun.

Ki bu senden asla vazgeçmediğimin bir göstergesiydi aslında...

Öyle işte .Bil istedim.

Vira Bismallah ...

5 Haziran 2013 Çarşamba

GEZİ PARKI

                                                                                                            foto:İzdüşümler

                                    DİRENİŞE GİTTİM DÖNÜCEM !

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Dua



Pazartesi sabahı acı bir haberle uyandım.Çekirdeklerden Nihal'imizin eşi pazar gecesi kalp krizi geçirmiş.Hepimiz hastaneye yanına koştuk.Hem Nihal hem ailesi perişan durumdaydı gittiğimizde :((

Şuuru kapalı.Orhan'ın hayati tehlikesi hala devam etmekte...Ambulansın gecikmesinden dolayı bir süre oksijensiz kalmış.Sanırım beyinde bu sebepten dolayı ödem oluşmuş.İki gündür hastane koridorlarında yaşamla ölüm arasında sırat köprüsü gibi gidip gelmekteyiz.

Böyle durumlarda metanetli olmak gerekiyor biliyorum ama sıkmaktan artık dişlerimi kırıcam sanırım.Nihalciğimiz sevgili mercimeğimiz ağlamaktan bitap düştü.

Elimiz kolumuz bağlı.Bugün 3.güne girmekte...Dua etmekten başka elimizden başka bir şey gelmiyor.Konuşamamaktan şiştim yazarsam rahatlarım belki.Ve umarım buraya güzel haberlerle dönerim.

Lütfen ailede kalp riski olan herkes kalple ilgili rutin kontrollerini yaptırsın

Ve lütfen siz de lütfen iyi dileklerinizi ve dualarınızı eksik etmeyin :(

23 Nisan 2013 Salı

MUM



Bir mum daha eklendi.Haydi hayırlısı...İyi bir maç olsun ! :)