27 Mart 2012 Salı

Derin çok Derin.

Kelimelerimin ağzını bıçak açmıyor yine .Eski  yazma hevesimin çoğalarak bana geri dönmesini umutla beklemekteyim.Beklerken bir sürü bir sürü şeyler olmakta.Ve ben onları yazıp tarihe kaydedemekteyim :(

Ama bugün öyle bir şey oldu ki bunu yazmalıyım dedim muhakkak.

Bugün özel biriyle dertleştim.Ablamın kızı Derin.Beş yiğenimin sondan bir üst modeli (11)...

Derin bazı huylarıyla bana çok benzer.Herkes sabit fikirli ve keçi gibi inadını benden aldığını söyler.O ise inatla  bu benzeşmenin  sadece  yaratıcılık ve sanata olan düşkünlük olduğunu iddia eder.Gördüğünüz gibi inat forever...:)

Benim için keyifsiz günlerden biriydi.Ta ki küçük sincap suratlım benden daha asık suratla yanıma gelene kadar.

Yanıma yaklaştı kucağıma oturdu.sarıldı ve kafasını boynuma gömdü.Okulda günü çok kötü geçmiş.Yaşadığı olayları anlatmaya başladı.Derin servisindeki bir çocuktan hoşlanıyor.Hoşlandığını belli etmemek için ona kankası gibi davranıyor.Çocuğun da hoşlandığı başka bir kız varmış.Onla ilgili düşüncelerini doğal olarak gelip kankasına anlatıyor.Yani Derin'ime :((

Derin'de başka bir kız arkadaşıyla oynarlarken aslında o çocuktan  hoşlandığını o yüzden kankası gibi davrandığını anlatıyor.Ve kızla şu an biraz limoni.Kızın başkalarının sırlarını saklayamayan biri olduğunu anlamış bugün .Ve sırrını hoşlandığı çocuğa anlatmasından çok korkuyor.

Sırf bu sebeple okulun düzenlediği Ankara gezisine gitmeme kararı almış.

Bana o yaşlarda neler yaptığımı sordu.Bu tarz sorunlarla nasıl başettiğimi filan...

Ben de onu rahatlatmak için bir sürü örnekli anlatımlar yaptım.En son rahatlatmak için dedim ki"Derin'cim bak bu yaşlarda yaşadığın herşey sana çok büyük ve aşılmaz gibi gözükse de bir zaman sonra hatırlamayacaksın bile...Hem yaşadığın şeylerden dersler çıkartmalısın..." gibi  bilindik büyük lafları ettim.

"Yatmadan önce gözlerini kapattığında bütün bu olanların düzeleceğini düşün öyle uyu...Sabah kendini daha iyi hissedeceksin" dedim.

"Nurcum bu mümkün değil şu an üzüntü ve acıdan sırtım düğüm düğüm gözlerimi kapasam bile o geçmez ki.Bütün gün sırtımda bu yük vardı" dedi.

İşte o an da  bittim ben.Sırtındaki o acı ve düğüm düğümü kendi sırtımda o kadar çok hissettim ki çok üzüldüm.Minicik bedenin ve kalbin yaşadığı o üzüntü korku ve hayal kırıklığı kapladı odayı nefes alamadım.

Sarıldım öptüm öptüm güzel suratını.Sırtını sıvazladım belki oradaki görünmez yükleri elimle silebilirmişim gibi...

Sonra kafasını dağıtmak için daha neşeli konulardan bahsetsem de o kocaman gözler yatağına endişeyle gitti.

Yatmadan önce annesi devreye girdi.Anne-kız dertleştiler.Ne konuştular bilmiyorum ama eminim ki annesi benden daha iyi başetmiştir bu problemle.

Balon gibi şiştiğim bir günde Derin'imin sırtını düğüm düğüm yapan sıkıntısı patlattı götürdü.

İlerde burası durur olursa belki  Derin'ime okur hatırlatırım diye düşündüm yazdım bunları.

O zaman ona "Bak minik kuşum sırtını düğüm düğüm yapan o günü hatırlamıyorsun bile.Hatırlasan bile gülüp geçiyosun.Ben o kişi için mi üzüldüm diyeceksin...İşte büyüdüğünde de bu hiç değişmeyecek.Sadece kişiler ve olaylar değişecek.Ama sen hep paniklesen üzülsen de hepsi hallolacak ve sen hep iyi olacaksın." diyeceğim.

Zamanın ötesinden gelip de buurayı okuyorsan Bir de seni çook seviyorum can kuşum.

Teyzesinin inatçı ve sabit fikirliliği kadar hassaslığını da alan duygusal sincap suratlım :)

Öperim:)