12 Ocak 2013 Cumartesi

THE HOBBİT



Aylardır  Hobbit'in vizyona girmesini bekledim.Resmen 
14 Aralık ,14 Aralık diye diye  takvime çentik attım.

Beklediğim sanki sinema filmi değil de askerden dönecek nişanlımmış gibi şafak saya saya geri sayım yapıp bekledim.


Sanki Orta Dünya benim memleketim ben de sıla hasretiyle yanan bir gurbetçi gibi bekledim.

Bu kadar bekleyişin sonunda  vizyona girince hemen gidebildim mi?Hayır!


Bir iki hafta rötarla da olsa geçen gün hobbiti hobbiti atlaya zıplaya soluğu sinemada aldım.


Böyle özenle beklediğim bir film varsa ben de heyecan dorukta oluyor.Gideceğim sinemadan oturduğum yere kadar özeniyorum.Aman iyi bir sinema olsun,çok kalabalık bir seans  olmasın v.s.


O yüzden  herkesin tercih etmeyeceği  21.30 seansına aldım.(Uzun bir film -2,50 dk-siz seçiminizi yaparken lütfen bunu dikkate alın.)


Gitmeden önce mybiletten mühendissel yaklaşımlarla ekrana göre en iyi seyredebileceğimiz yer seçimini bile  yaptım.Gişeden biletlerimizi ve 3D gözlüklerimizi aldık.Yerimize kurulduk.

Ayarlayamadığım tek şey yanıma koca bir kova mısırla oturan çift olmuştu .Mısırın iğrenç kokusu ve kadının iğrenç şapırdatarak yemesi bile hevesimi bölemedi.(Bu arada patlamış mısırları artık motor yağı ile mi patlatıyorlar?Neden bu kadar iğrenç kokmaya başladı bu sevimli pıtıraklar? )


Tolkien'in, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin başlangıç kitabı olarak da görülen Hobbit'ten 1937 yılında çocukları için yazılmış aslında...Yönetmen Peter Jackson da hikayeyi üç film olarak çekmiş.Serinin başlangıcı Hobbit: Beklenmedik Yolculuk/The Hobbit: An Unexpected Journey.

O harika manzaralar Yeni Zelanda’danmış.Devasa setlerde üç filmin çekimleri tamamlamış.


2.film The Hobbit: The Desolation of Smaug 13 Aralık 2013 3.film de 18 Temmuz 2014′te vizyona girecekmiş.Ölmez de  sağ kalırsam yine buralarda olursam yine ballandıra ballandıra anlatırım.


Filmin konusu Erebor'un başına gelenler.

Baggins mutlu  huzurlu köyünde yaşarken bir gün kapıya  Yüzüklerin Efendisi'nden tanıdığımız Gandalf gelir.Beraberinde istenmeyen misafirleri de vardır.Girizgah böyle...


Sonrasında Erebor'un prensi Thorin ejderha Smaug  tarafından ele geçirilen cüce krallığını geri almaya çalışır.Olaylar gelişir.

Spoiler verip filmin gazını kaçırıp laf yemek istemem.A
ma yazmadan geçemeyeceğim sahneler var.

Baggins'in evine bayıldım.Cüce olup orada yaşayasım gelmedi desem yalan olur.


Hobbitlerin eski prensi yeni kralı Thorin'i (
Richard Armitage) çok sevdim.hafif düz mantıklı aksi bir adam olsa da acaip karizmatik bir adam.Ses tonuna bayıldım.

Bazı sahnelerde  aynı şu fotodaki Gerard Butler gibiydi.(Severiz)





Karizmatik demişken bu abi de gözlerden kaçmasın :)



Ergenler gibi sadece beğendiğim jönleri anlatmayacağım tabi size :)

Filmin müzikleri harika.Baggins'in evindeki cücelerin söylediği ilk şarkıyı çok beğendim.
(Bknız)  http://www.youtube.com/watch?v=qxIxlPx-Oj4


Diğeri de Thorin'in söylediği cücelerin vokal yaptığı “Far Over the Misty Mountains Cold” idi ki o gün bugün hala bunu dinliyorum:)) 


http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=BTvxcB6umzY#!

(İki gündür youtube bir anormal benim.Sizde açar mı bilmem? )

Benim gibi filmin son yazıları bitene kadar sabırla bekleyenlerdenseniz bu nefis şarkının farklı versiyonunu yine finalde dinleyebilirsiniz.(Bazen makinistler hayınlık yapıp kestiğinde çok bozuluyorum ama :(


Filmle ilgili çok eleştiri de var.Özellikle son sahneye dair niye şöyle olmadı da böyle oldu gibilerinden.

Daha çok bilgi paylaşıp hevesinizi kaçırmayayım.Benim gibi fantastik filmleri seven biriyseniz hala vizyondayken tavsiye ederim.Ayrıca görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

İyi seyirler.

(Fragmanı burdan izleyebilirsiniz)


http://www.beyazperde.com/filmler/film-119089/fragman-19285477/

http://www.imdb.com/title/tt0903624/