8 Şubat 2009 Pazar

Özledim...






-Lisedeyken ,sınıfça gittiğimiz basketbol maçlarında deli gibi tezahurat yapmayı özledim.


-Samsun'dayken ,arkadaşlarımla okul çıkışı kuğu pastanesine gidip, kuğu şeklindeki pastadan boynundan başlayarak yemeyi ve ağzımda dağılan çikolata sosunu özledim.


-Onunla ,buluştuğumda ,şarap-badem-kaşar peyniri eşliğinde saatlerce sıkılmadan yaptığımız sohbetleri özledim.


-Sabahları yiğenlerimin ani baskınları ve öpücük bombardımanlarıyla gözümü açmayı özledim.Her birinin yanıma yatmak için bir diğerini iterken hep birlikte yataktan düşmemizi özledim.


-Yurtdışı tatillerini, herkeslerden ayrı saatlerce sokaklarda dolaşmayı,tek başıma yeni yerler keşfetmeyi,yollarda kaybolup sonra güzel bir sokak kahvesinde kahvenin yanında hiç denemediğim değişik bir tatlı yemeyi özledim.


-Bayram sabahlarında bütün ailemle birlikte şen şakrak yenen kahvaltı sofralarını özledim.


-En yakın dostlarımın,beni düşünerek küçük süprizler yapmalarını özledim.


-İş yerinde, kendimi kaptırmışken messengerdan gelen o kocaman öpücük efektini ve yollayanını özledim.


-Kazım Koyuncu'yu özledim.


-İlkbaharı özledim.baharda ağaç polenlerinin uçuşmasını,etrafımda rengarenk giyinen insanları özledim.


-Apartmandaki komşularımızın ne olursa olsun pişirdikleri şeylerden bize ikramlarını ,"gelen tabak boş gönderilmez "diyen koltuğunda oturan küçük anneanneyi özledim.


-Köye gittiğimde ,süt fındık yemeyi seven bana fındık bahçelerine dadanan süne zararlısı muamalesi yapan dedemi özledim.


-En sevdiklerimle,hummalı programlar yapıp tatile gitmeyi özledim.


-Sabah evden arkadaşlarla kahve içmek için çıkarken,fikir değiştirip günü birlik seyahatler yapmayı özledim.


-Arabayla ,tek başıma uzun yola çıkmayı özledim.


-Yolculuklarda,gideceğim yere varmayı özledim.


-Havaalanında beni karşılamaya gelmesini özledim.


-Benim için yazılmış şiiri okumayı özledim.


-Üzerimdekilere değil ,söylediklerime değer veren insanları özledim.


-Yeşil erik ağacının en tepesine çıkıp cebimdeki tuz eşliğinde yemeyi özledim.


-Olimpos'ta yüzmeyi özledim.


- Olimpos'ta geceleyin kumsalda yıldızların altında ıpodumdan müzik dinlemeyi özledim.


-Foça'da kulaç attıkça kaçışan ,hareketsiz kaldığımda yaklaşan balıklarla yüzmeyi özledim.


- Etrafımda iyi niyetli insanlar görmeyi özledim.


-Yüzü gülen insanlar görmeyi özledim.


-Güzel bir şiir dinletisine onla gitmeyi özledim.


-Yazın gidilen piknikleri özledim.


-Karpuz kesilirken ,el çabukluğuyla karpuzun göbeğine yaptığım kapkaçları özledim.


-Karın içinde ,yuvarlanmayı ,kartopu savaşını,kardan denizkızı yapmayı özledim.


-Yokuşun başına çıkıp çocuklarla birlikte naylon poşetlerle sitenin ortasında kaymayı özledim.


-Tatil dönüşü böğürtlen için ,yol kenarlarında durup yanımdakilerin söylenmelerine kulak asmadan dikenlerin arasından böğürtlen toplamayı özledim.En aradakileri almak için ellerim dikenden çizilirken ,toplayabildiğim en güzel böğürtlenleri yemeyi özledim.


-Yol üstündeki köylerden geçerken ,yol kenarında bişeyler satan yaşlı teyzelerden-amcalardan birşeyler almayı ve onlarla sohbet etmeyi özledim.


-Güzel bir akşam yemeğinden sonra ,eve dönerken radyodan şarkı falı tutmayı ,sevdiğim bir şarkı denk geldiğinde bağıra bağıra şarkı söylemeyi özledim.


-Yol boyunca telefonuma gelen mesajları özledim.


-Yazın,dışarıda yapılan kahvaltıları özledim.Habersiz pazar kahvaltılarına baskın yaptığım arkadaşlarımı özledim.


-En çok,telefonumun ilk tuşuna kayıtlı "babacım "ı aradığımda "efendim kızım " diyen sesini kokusunu varlığını özledim...