15 Haziran 2010 Salı

ORTAYA KARIŞIK

Geçtiğimiz pazar ,entresan bir sergiye gittik arkadaşlarla...

Bilim adamı ,Gunther Von Hagens'in "Body Worlds " sergisine gittim.

"Body Worlds" ,orjinal insan vücutlarından ve organlarından yapılan bir sergi.

Midesi sağlam benim gibi meraklı melahatlar için inanılmaz bir deneyim.

Sergiyle ilgili buraya herhangi bir fotoğraf koymuyorum dediğim gibi herkesin kaldırabileceği enstanteneler yok.

Merak edenlerin görsellerde araştırma yapmasını ya da dayanabilirim diyenlerin sergiye gitmesini şiddetle tavsiye ederim.

Kadavralar özel bir sistemle aynen orjinali gibi silikonla bir nevi mumyalanmış .

Yaklaşık 200 e yakın sergilenen vücut ve organlar genelde Çinlilerin bağışladığı organ ve vücutlarla oluşturulmuş.

Bazı hastalıkların ameliyatların organlar üzerindeki izlerini görebiliyorsunuz.

Anevrizmalı bir beyin,damarları tıkalı bir kalp,kırık bir bacak,kanserli bir meme,ülserli bir mide ,hor kullanılan organlarla sağlam olanların yan yana sergilenmiş hali,sigara içen biriyle içmeyen birinin ciğerleri,spor yapan bir insan vücudundaki gelişmiş kaslar,spor yapmayan bir insanın vücudu gibienresan bir sürü şey vardı.Her camekanın içindeki numarayı elinizdeki ahizemsi şeye tuşlayarak o organla ve hastalıklarla ilgili bilgi de alabiliyorsunuz.

Şaha kalkmış bir at ve üzerindeki kadın erkek kadavralar çok sanatsal sunulmuştu.

At aynı yöntemle derisi soyulmuş,ve üzerine kadın,erkek otutturulmuş erkeğin uzattığı eline manidar bir şekilde kalbi verilmiş.

Bu yöntemle sergilenen zürafada en az at kadar etkileyiciydi.


Sergiyi gezerken, onların bir zamanlar bizim gibi yaşayan insanlar olduklarını,üzüntülerinin sevinçlerinin olduğunu ,bir ailenin ferdi olduğunu düşündüm.Hikayelerini merak ettim.

Bugüne kadar gezdiğim en enteresan ve öğretici sergiydi benim için.

İlk başlarda elm sokağındaki freddy gibi geliyor görüntüler ama sonra alışıyorsunuz.


Arkadaşlarım sonuna kadar tahammül edemediler ve benden yaklaşık bir kırk dakika erken çıktılar.

Çıkışta yanlarına gittiğimde serginin onlarda ölüm duygusunun onları gerdiğini rahatsız ettiğini gördüm.Ölümle ilgili belki onlardan daha önce tanışıklığım olduğundan ya da ölümden sonra bedenin üzerimizden çıkartacağımız bir elbise olduğuna inandığımdan ben rahatsızlık duymadım.

Hatta yalnız gelmiş olsaydım çok daha vakit geçirebilirdim içerde.

Öğleden sonra sözleştiğimiz gibi Zilsiz Zarife ile buluştuk.

Galata kulesinin hemen dibindeki gizli limanına götürdü beni.

Hava o kadar çok sıcaktı ki hiç içerde oturmak istemedik.Dışarıya atılan minderlerin üzerine bıraktık ikimizde Yıldırım abinin mis gibi tostları ve yanında közlediği biberleri götürdükten sonra türk kahvelerimizi yudumladık.Yıldırım abinin vazgeçilmez fon müziği Sema eşliğinde sohbet ettik .

Hiç acelemiz yoktu,Galata Kulesinin gölgesinde o daracık sokağa atılan minderlerlerde bedenim gibi ruhumunda yayıldığını hissettim.

Zilsiz'imden ayrıldıktan sonra meydana kadar yürümek istedim.

Daha Tünele yeni adım atmıştım ki aylardır üzerlerinde çalıştığım Kızılderililerle burun buruna geldim.

Buna gökte ararken yerde bulmak denmez de ne denir ?




Sevgili Zeugma'nın blogunda bahsettiği grup üyeleriydi belkide.

Tatsız tuzsuz bir haftadan sonra enresanlıklarla dolu bir hafta sonu geçirmek iyi geldi ...