10 Mart 2013 Pazar

ŞAHESERLERİM !



Günlerdir hastayım.Yattığım yerden ya kitap okuyorum ya da film izliyorum.Hava bana inat güzel ama benim dışarıya çıkmaya halim yok .İki ay üst üste bu şekilde ağır faranjit geçirince Dr um fazla hırpalamışsın kendini ve bağışıklığın çökmüş dedi.Belgin Doruk misali elimi alnıma koyup"Ah bana gerçekleri söyleyin doktor yaşayacak mıyım?" dediğimde antibiyotiği dayadı yine.İlaç içmeyen ben 3.kutu antibiyotiği devirdim bu iki ayda...

Aman canım hastalık havasını dağıtmak için girdiğim bloga yine mıy mıy 70'lik nine gibi neler yazıyorum?

Şimdi efenim geçen haftalarda İstanbul Modern'in perşembe günleri düzenlediği etkinliğe katıldık üç arkadaş.Burcu Burcum ve ben önce Sultanahmet'te geç keşiflerimden biri olan Sedef Büfede harika dönerlerimizi yedik ardından yürüyerek kapalıçarşı içinden Mahmutpaşa yokuşu üzerinden Eminönü'ne gittik.Mahmutpaşa'ya ilk kez gelen Burcu vitrinlerdeki fantastik gelin nişan kıyafetlerinde kendinden geçti.Yani   yıllarca tekstil modanın içinde olan ben bile bazı modeller karşısında küçük dilimi yuttum :)

İstanbul Modern'e vardığımızda atölye başlamıştı.Biz sessizce yerimize oturup önümüzdeki çamurlarla ne yapacağımıza karar vermeye çalışırken Rahmi Bey boşlukları olan bir şeyler yapmamızı salık veriyordu.

Burcu kedi yapmaya Burcum'da gergedan yapmaya karar verdiğinde ben de rahmetli Oğuz Aral'ın Avanak Avni'sini yapmalıyım dedim.

Ciddi biçimde başladık çamuırlarımızı şekillendirmeye.Ama Avanak Avni diye çıktığım yoldan hafif Cem Yılmaz'la Muzaffer İzgü'nün Ökkeş'i gibi birşeyle geridöndüm :)

Ben şaheserimle gurur duyarken kafamı kaldırıp diğer masalara baktığımda  insanlar bildiğin heykel yapıyorlardı.Bir tanesi Atatürk büstü yaptı resmen!Bir diğeri ayak ayak üstüne atmış koltukta oturan topuzlu bir kadın.)eline kahve fincanı verseydim keşke diye de dertlendi sonunda !) Bir diğeri bukalemun...

Kamera şakası gibiydi insanlar.Hangi arada öğrendiniz böyle heykel yapmayı?Ya da bu işin eğitimini aldıysanız o iki saatlik etkinlikte işiniz ne?

Neyse kıskançlığımdan tabi bu çemkirmelerim.Uzay boşlukları olsun diye salık veren Rahmi Beyin zoruyla heykelimin bir tek kulaklarında ve burun deliklerinde var boşluk :)

Burcu'nun da kedisi çok omurgalı oldu hakkını yemeyeyim arkadaşımın.

Sonra şaka gibi diğer masalardaki arkadaşlar eserlerini götürmek yerine orada bıraktılar.Biz sanatsal heykellerimizi tabi ki bırakmadık.Benim nadide göznuru eserlerim şu an  bir arkadaşımın evinde kurumakta...

Çatlamasın diye hergün çiçek gibi su fısfıslamamız gerekiyordu.Arkadaşım midesi bulana bulana hergün bana söylene söylene yapıyor bu görevi:)

Heykellerimden  bir tanesini görünce neden sulama işinde midesinin bulandığını anlayacaksınız.

Bu da öyle bir gündü işte,unutulmasın kayıtlara geçsin dedim .

Hasta bloggerdan herkese sevdikleriyle sağlıklı sıcacık bir pazar  dilerim.:)


4 yorum:

  1. Yeni gördüm bu postunu !
    Güldürdün beni ama ya..sen çok yaşa iyi mi:) nasıl güzel anlatmışsın ve ne güzel yapmışsın arkadaşım heykelciğini.)diğerleri egolarını mı tatmin etmeye gelmişler almadan gitmişler yaptıklarını! sen iyi yapmışsın el emeği göz nurunu almakla!hasta halinle hele ellerin dokunmuş çamura..ben beğendim, o tablanın üzerinde ki kaplumbağa da çok hoş olmuş..ellerine sağlık canım..Artık baharla birlikte tamamen iyileşmiş olmalısın..gelmiş-geçmiş olsun.. sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili adaşım bilemedim valla .Nasıl insan el emeğini götürmez ki? Gördüğün gibi benim çamurum bile kıymetli.Yalnız bu kadar herşeyi saklamaktan yakında çöp eve dönüşebilir ortamım:)Baharla birlikte gayet sağlığım yerinde çok şükür.

    İyi hafta sonları sana da sevgilerimle:)



    YanıtlaSil
  3. Bu postuna bir şeyler olmuş senin..
    Ben de kaç hafta sonra görüp nasıl da mahçup olmuştum :(
    Ancak özel yorum bırakabilmiştim şaşkınlığımı anlatan...

    YanıtlaSil
  4. Zeugma'cım haklısın ben de yorum yazamıyorum senin yazdıklarına wordde yazıp copy paste yapmak zorunda kaldım :(

    YanıtlaSil

Sen Yazmazsan,Ben yazmazsam nasıl çıkar bu postlar aydınlığa ...