10 Nisan 2011 Pazar

...



Merhabalar :)

Blog yazmak ,yabancı dil gibidir diyorum ben...Çok nankör !

Uzun süre yazmazsan, aynı dil gibi unutulur gidersin.

Unutulmak ya da okunmak gibi bir kaygım olmadı gerçi burada....

Burayı kendim için yazıyorum.Hep derim, burası benim ağaç evim gibi.Gürültünün patırtının arasından buraya sığınırım zaman zaman...

Belli bir süre geçtiğinde yazdıklarımı ,hissettiklerimi okumak keyif verir bana...O yüzdendir tirbünlere oynamam...Ya da çok popüler konulara dair pek bi şeyler yazmam...

O gün ne hissettiysem, ya da ben de neyin tortusu kaldıysa onu not düşerim buraya...

Yasaklar,uzaklar v.s derken yazamadım nicedir...

Ama artık evimdeyim.

Özlemişim buraları...

Hem evimi,hem blogumu...

En son dediğim gibi yazlık evlerin beyaz çarşaf serili odaları gibiydi buralar...

Çekip aldım blogun üzerinden örtüyü...

Ne zamandır sizleri de takip edemedim.Daha iyi...Sevdiğim dizileri arka arkaya izlemek gibi,arka arkaya okurum ben de hepiciğinizi:)

Görüşmeyeli hayat her zamanki gibi sağ gösterip sol vurmaya devam ediyor sol framde...

Geçmiş senelerde yediğim kroşelerden derslerimi iyi aldığımdan olsa gerek daha temkinliyim artık :)

Senenin başında dediğim gibi sürekli gittiğim işimden ayrıldım,freelance olarak iş güç devam etmekte...

Buna da ihtiyacım varmış.Her sabah iki saat yol gidip ,akşam iki saat yol gelmek beni ne de çok yormuş ?İş bittikten sonra anladım.Bunun yanı sıra yeni bir düzen kurma düşünceleri var ki onu da hayata geçirdikten sonra duyururum inşallah...

Dün seminerlerimiz yaz tatiline girdi.

Anlatmaktan , çok keyif aldığım eğitimlerden bir tanesi bu seminerler...O yüzden burada fazlaca yer veriyorum yaratıcılık seminerlerine...

Unutmak istemem orada yaşanılanları...

Akgün Hoca'nın tedrisatından geçmek hayatımda her zaman tebessümle anımsayacağım zaman zaman zorlayıcı,güzel ve keyifli bir tecrübe olarak hafızalarımda yer alacak her zaman...

Eski postlardan birinde paylaşmıştım...Bize yollanan resimlere hikayeler yazarak başladığımız bir hikaye olayımız vardı.Önce bir,sonra iki,sonra üç v.s devam etti...

30 küsür kişilerle başladığımız bu keyifli yazım sürecimizde en son 7 arkadaş devam ediyorduk hikaye yarışmamıza...Yarışma değil de kelimelerle dans etmemize diyeyim :)

Nihayet geçen hafta son hikayemizi yazdık.Bir tane ile başladığımız resimler en son 12+2 ye çıkmıştı...Bu resimleri birbirine bağlayarak ve seminerdeki arkadaşlarımızla kurgulayarak son hikayeyi bitirecekdik.

Toplamda 30 hikaye yazmışız.Geçen sene bu zamanlarda başladığımız hikayeler nihayet bitti.

Geriye baktığımda sürekli mobilize durumda olduğumdan yollarda yapaklarda yazdığım hikayeleri düşünüyorum da her yazdığım hikaye de başka başka hikayeler yaşadım ben...

Bir tanesinde yaz tatilime denk gelmişti.Kültür turuna çıktığım için sürekli hareket halindeydim.Gittiğim bir yerde bir günden fazla kalmıyordum.Bilgisayarın başına geçemediğim için cep telefonumdan mail atarak bize verilen süre bitmeden göndermeye çalışmıştım hikayemi...Etrafımdaki insanlar neden böyle kastığımı anlamamışlardı tabi...Bir insan sene boyunca dinleneceği bir hafta da neden stres dolu dakikalar içine alır ki kendini diye düşünmüşlerdi sanırım?

Bu seminerde yaptıklarıma seminer dışındaki hiç bir arkadaşım da anlam veremiyor zaten...Koca koca insanların hayat gaileleriyle boğuşurken ,neden seminerdeki bir sunumu ya da bir hikaye yazma olayını hayat mamak meselesine dönüştürdüğümüzü anlamıyorlar.Olsun anlamasınlar.Orada bir arada toplaştığımız benim gibi yirmi küsür deli dolu ,uçuk kaçık insanla bir arada paylaştığımız şeylerin anlamını biz biliyoru ne de olsa...

Son hikayede bütün arkadaşların gözlemlediğim huylarını karikatürüze ederek yazmaya çalıştım.Yazarken çok eğlendim.İsmine ütopya dedim ve fona en sevdiğim Alanis Morisette şarkılarından utopia'yı ekledim.

Sonra power point olarak hazırladığım hikayeyi okurken sesim titredi.Yeni doğmuş ceylan gibi dizlerim titreyince oturarak okumaya devam ettim.Diğer arkadaşlar da kendi hikayelerini okudular sonra...

Tüm bu hikayeler devam ederken iki arkadaşla en yüksek puanı paylaşıyordum.Dün Akgün Bey ben ve Ayşe'nin başabaş aynı puanla birinci olarak hikayeleri bitirdiğimizi muştuladı...Hediye olarak da oynatılınca kapı zilleri gibi öten bir hacı yatmaz kuş verdi bize :)Şöyle söyleyeyim benim için altın portakalı kazanmakla eş değer...Hem benim hediyem ötüyor da :)

Ekime kadar seminerler yok.Bu arada seminer dışı bi avuç arkadaş bazı çalışmalar yapmaya devam edecekmişiz sanırım...

Geçtiğimiz haftalarda yazmıştım.Frida ile ilgili bir sunum yaptım seminerlerde...

Şubat ortalarından beri araştırdığım, hakkında değişik anekdotlarla ilgili kitaplar okuduğum bu sanatçıyı da sonraki günlerde ayrıntılı anlatmak isterim ilk fırsatta...

Gördüğünüz gibi uzun süre buraya yazamayınca böyle oluyor.

Uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınızla ,görüşmediğiniz süre içinde yaşadığınız her şeyi bir çırpıda anlatma isteğiniz gibi bir çırpıda anlatmak istiyorsunuz her şeyi :))



Gittiğim gördüğüm yaşadığım bir sürü şey var paylaşmak istediğim ama hepsi sırayla ayzarım buraya inş .

Kaybedenler Kulubünü izlediniz mi?

Ben geçen gittim.Arkadaşlarım filmi sevmeyip 15. dakikasında çıkınca tek başıma devam ettim filmi izlemeye...Ve o gün söz verdim kendi kendime...Gişeye oynamayan bu tarz filmleri bundan böyle tek başıma izleyeceğim.Onların vıdı vıdısını çekemem.Ben seviyorum ya da keyif alıyorum bu tarz filmlrden...

İzleyin ya da izlemeyin diyemem...Göreceli...Ama ben sevdim.

90'lı yıllarda yayınlanan Kent FM deki Kaybedenler Kulübünün filmi bu...Size uymaya bilir...Ama dedim ya ben sevdim.Hatta bu sabah ilk kez uzun ara sonra sabah programı yaptılar ki çok keyifle dinledim.Öyle işte...İzlerseniz ve beğenirseniz paylaşırsanız sevinirim :)

Oyyy artık bitsin bu post değil mi? Daldan dala konmaya başladım.

Ez cümle,iyi pazarlar !

Sevgiler,hörmetler ayrıca ;)

4 yorum:

  1. Ben anlıyorum...Son iki hafta...devam etmeye çalışacağız başka bir yolda ama sonuçta bitecek.10 kişi ile yola çıktık, 7 kişi kaldık.Ama herkes memnun hayatından.:) Ben anlıyorum...Gerçekten.:)

    YanıtlaSil
  2. Avram usta sanırsam benzer bir tedrisattan geçmektesiniz :))

    Beni anlamınıza sevindim.Maalesef diğerleri ötekileştirdi bizleri...

    Anlaşılmak güzel gerçekten...

    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. Bunu hangi ara gelip de yazdın ama sen nursencim? Yoktun ki??

    Evet, haklısın...
    Biraz mola verdiğin zaman elin varmıyor blog yazmaya kolay kolay..
    Üstüne bir de yasak, DNS uyumsuzlukları..Yetti canımıza...

    Ama görüyorum ki kelimelerle dansı bırakmamışsın hiç Akgün Hoca sayesinde...
    Bekliyorum hikayelerini burada da paylaşmanı ;)
    Gidip gördüklerini de..
    Sevgiler, hörmetler, öpücükler sana :)

    YanıtlaSil
  4. Parmaklarımın ucunda kapıyı araladım yazdım yavaşca kimseciklere görünmeden gidi gidiverdim :)

    Tamam yazacak o kadar ço kşey birikti ki ara ara yazmayı istiyorum hepsini de.

    Sevgi ,hörmet ve öpücük üçü bir arada yolladım gitti Manisa'ya ;)

    YanıtlaSil

Sen Yazmazsan,Ben yazmazsam nasıl çıkar bu postlar aydınlığa ...