21 Şubat 2009 Cumartesi

Çile



Ben küçükken annem ,çile dedikleri açık iplerden alırdı yüncüden.Karmakarışık o ipleri görünce annemden önce ucunu bulmaya çalışır bulamayıp daha çok karman çorman ederdim. Annem "öyle olmaz beni izle" deyip ,yünün ortasını bulur , kollarına geçirir ,iki yana çarşaf gibi gerdirdikten sonra ,benim iki koluma geçirirdi yünleri.


Bileğimi sağa sola salvolar yaparak döndürürken aynı uyumla o da yumağını sarmaya devam ederdi.Küçücük bileklerim yorulur ,arada indirirdim .Biraz dinledikten sonra yine devam ederdim ,kollarımı çevirmeye.


Yorucu ve sabır gerektiren bir işlem olduğu için çile derlerdi herhalde bu yünlere.Bazen çok karışık olurdu. Ama annem sabırla elinde oluşmuş küçük topağı karışık iplerin içinden teker teker geçirerek çözmeye çalışırdı.Bazen çok kolay olurdu çözmek ,bazen dakikalarca uğraşırdı.Çözemediği yerlerde en son çare yünü kopartır.sonra ufacık bir düğüm atardı.Çok gerekmedikçe yapmak istemezdi bu işlemi."Örerken bu düğüm belli olur" derdi.


Çoğu zaman dışardan arkadaşlarımın sokaktan gelen seslerine kapılıp , gitmek isterdim .

Evde yerime geçecek kimse yoksa ,yaratıcılıkta Mc Gayver'ı aratmayan annem kollarımdan çıkardığı çileyi ,sehpayı ters çevirip onun iki bacağına geçirirdi.Sabırla sarma işine devam ederdi.


Sonrasında ,kardeşlerime ya da bana kazak - çorap olmazdan önce ,abimle bana futbol topu yerine geçecek kocaman bir yün topağımız olurdu...


Bakıyorumda bazen hayatımız bu çile gibi karmakarışık bir hal alıyor.Uyum içinde devam ederken herşey ,ne olduğunu anlamadan ,bir anda herşey birbirine giriyor.İş,aşk-meşk ,arkadaşlar ,aile ,sağlık hepsi.. ıssız ada ,uzaklara gitme ,herşeyi geride bırakma fikri çok cazip geliyor bu durumlarda..


O zamanlarda hep annemin o açmaya çalıştığı karma karışık çileler geliyor aklıma.


Şimdilerin,parapsikolojik kitaplarında önerdiği şeyleri ,o zamanlar annem pazardan aldığı karışık çileyle öğretiyormuş bana zaten :)

Hiç bir şeyin çözümsüz olmadığını...
Yeter ki çözümleyecek sabıra sahip olmamız gerektiğini...
Çözemediğimiz yerlerde kesip , düğüm atmamızı...
Sarmaya devam etmemizi...
Ta ki çile çözülene kadar.
Ama o düğümlerin, ördüğün kazaktan bi şekilde kendini belli edeceğini unutmadan .

Herkese çilelerini çözerken,yanında yardımcı olacak bir çift sabırlı kol sahibi , ya da sehpa bacağı diliyorum :))


İyi hafta sonları.

7 yorum:

  1. Biliyormusun benim annemin 3 tane örgü makinası vardı. Benimki fazla olmasa abim,ablam bolca nasibini almışlardır bunlardan.

    ama bizim işimiz daha kolaydı annem bir şey yaptrıtmıştı marangozcuya. sen çevirdikçe ve ipi sardıkça dönen dönme dolap gibi bişiydi. Çileyi ona geçirirdim sonrada başlardın sarmaya... Daha kolaydı, çözümdü kol yorgunluklarına da.

    sen yazınca o aklıma geldi. annem hep bir yok bulmuştu kendince işini kolaylatacak.

    YanıtlaSil
  2. O çileleri hatırlıyorum :)
    Aynen anlattığın aşamalardan geçilirdi.
    Bazısı galiba daha dükkandayken karman çorman olmuştu..
    Ne güzel bir benzetme yapmışsın..
    Yaşadığımız hayat da tıpkı öyle meşakkatli.
    Bazen kolayca çözülüyor,bazen sinirden ölüyor,elinden çıkarıp atmak istiyorsun..
    Dikkat ettin mi?
    Her iki durumda da olayın adı : ÇİLE :(

    Zevkle okudum.
    Teşekkür ederim İzciğim :)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Efsa, annen annemden daha Mc Gayver'mış :))

    Zeugma,her iki olayıda ele almak istemiştim.

    Beğendiğine sevindim :)

    YanıtlaSil
  4. nefret ederdim o cilelerden kabak hep benim basima patlardi kucuk oldugum icin. Dakikalarca bekle annen sarsin. Yillar sonra kabak hanimin basina patladi, cile misina aliyorum arada mecburen yardim ediyor :)) . Mac Gyver a da bayilirdim hatta . Hayatimiz malesef ayni o cileler gibi ugrasip duruyosun sonucta ipler baskasinin elinde oluyor cogu zaman. Sonra da Polyannacilik yapip ` nasi olsa hepimiz birgin toprak olucaz diye kendini avutuyosun ` e bu sefer de Tanri ipin ucunda oluyor.

    YanıtlaSil
  5. Uykusuz, eşinin işi daha zormuş incecik misinaları açmak daha zordur herhalde :)

    YanıtlaSil
  6. Çok duygulandım.Ah o karmakarışık ipler. Benim kazaklarım epey eskidi. atılan düğümler ustalıkla arkada saklandığı için pek görülmüyorlar. Ama iç tarafta hayli can yakıyorlar. Zamanla onlar da aşınıp yok olacaklar. Aranıza yeni katıldım. Sizin bu yazınız bana çok yakın geldi. Tebrikler, az düğünlü kazaklar.

    YanıtlaSil
  7. Çok teşekkür ederim Asuman Hanım .Hepimize az düğümlü ,ama az ve öz düğünlü bir ömür diliyorum :)

    YanıtlaSil

Sen Yazmazsan,Ben yazmazsam nasıl çıkar bu postlar aydınlığa ...