12 Temmuz 2010 Pazartesi

Keyf-i



Geçen pazar çok hareketli bir güne uyandım.

Ne zamandır Bezgin bekir gibi dolanıyorum ve pinekliyodum pazarları.

Sabah gözümü açtım 10 gibi arkadaşım hadi bowlinge gidiyoruz sen de gel dedi.Eşi turnuvalara hazırlanıyor.Her hafta sonu çalışıyor.O da eşten dolayı her hafta sonu bowling salonuna gidiyor .Hatta o da takıma girmek için hazırlanıyor yavaştan yavaştan...

Onca yolu sabahın köründe bowling oynamak için göze alıp yola koyuldum.Kahvaltıyı yolda pastaneden aldığım poğaça ve meyve suyuyla geçiştirdim.

Korukent'e gittiğimizde arkadaşımın eşi önce ısınma hareketleriyle başladı.

Biz arkadaşımla kafamıza göre takılırken eşi hummalı bir şekilde çalışıyordu sporcu disipliniyle.Topu,ayakkabısı,çantası herşeyi özel.

Ben kafama göre atarken,bu işin de kuralları adım atarken topu nasıl atmam gerektiğini gösterdi.Hatta parmaklarım bile yanlışmış.Ben bunca senedir topu işaret parmağım,baş parmağım ve orta parmağımla tutuyormuşum.Doğrusu orta parmak,yüzük parmağı ve işaret parmağı olacakmış.


Rahat bir on senesi var bowling oynamayalı.Sanırım en son Amerika'da oynamıştım.

Arkadaşımın galibiyetiyle sonuçlandı oyun.Ama o kadar keyif aldım ki saatin nasıl geçtiğini farketmedim bile.


Aklıma Taş devrinde bowling oynayan,Fred ile Barni geldi.Parmaklarının ucunda tin tin tin gelip topu attıklarında canlı hayvanlardan oluşan labutların konuşmaları geldi gözümün önüne .Hatta orda keşke büyük ekranda bu çizgifilmin görüntülerini de verseler dev ekrandan ...


Yaklaşık 3-4 saat oynadıktan sonra aralarda dışarı çıkıp şu küçümeni besleyip sevdik onu oynattık .







Sonrasında hep birlikte tekrar detaylı gezmek istediğim Body World'se gittim.Gönlümce rahat rahat gezdim bir kez daha...

Geçen sefer işlemlerin yapılış sahfasını anlatan videoyu izleyememiştim onu izledim.Birde girişteki cenin bölümünü gezdim.

Ve cebimde halil Cibran'ın şu sözüyle ayrıldım sergiden.

"Bedeniniz, ruhunuzun arpıdır.Ondan tatlı bir müzik veya karmaşık sesler çıkarmak sizin elinizdedir."