21 Kasım 2008 Cuma

Mesaj at melodi telefonuna gelsin.


Bankada işlem yapmak için sıramı bekliyorum.Aksi gibi o bankanın müşterisi değilim.İşlerimi çabucak halledebileceğim -hamili -kredi kartım yok maalesef.

Önümde yaklaşık 15 kişi var .Sıkıntılı bir bekleyiş içersindeyim.Numaratörde numaralar değiştikçe ,elimdeki kağıda bakıp tombala yapmayı bekliyorum.

Veznede ki eleman sayısı her zaman olduğu gibi benim işimin aciliyetine ters orantıda .Müşteriler en oyalayıcı istek ve talepleriyle,vezdekilerde en devlet memuru halleriyle işlemlerini yapıyorlar.(-mı?)

Nispeten sessiz ortamda bir anda bir çığırtı kopuyor.Meşhur dizilerden birinin müziği kulakları tırmalıyor.Arayan ısrarlı ,aranan hiç oralı değil .Kendi çok sevdiği bu melodi için ,herkesinde aynı fikirde olduğunu düşünüp "geç açayımda dinlesin garipler" diyor herhalde.

Herkes " katil kim ? " edasıyla birbirini süzüyor.Katil uşak ! klasik yaklaşımıyla gözlerim ,sütunun orda dikilen, elinde poşetleriyle, alışveriş dönüşü fatura yatırmaya geldiğini tahmin ettiğim orta yaşlı bir ev hanımı profilindeki teyzeye kitleniyor.Malum en çok diziyi onlar takip edip ,etkisi altına giriyorlar.Büyük bir ihtimalle kızı yada oğlu ,annesinin ısrarına dayanamayıp bu çok sevdiği film müziği melodisini telefonuna yükledi.Yeni olduğu için alışamadı.O yüzden hiç oralı değil çalan telefona .Kadında hiçbir kıpraşma yok.

Fakat o da ne ? Benim tam çaprazımda ayakta bekleyen,kır saçlı hafif karizmatik takım elbiseli, kelli felli adam çantasına davranıyor.İnanamıyorum,yarışma sorusu olsa elenirdim vallahi böyle bir müzikle böyle bir adamı asla ilişkilendiremezdim.Çok şükür çalan zırıltı kesiliyor.Beni irite eden melodi kesildi ama aynı rahatsızlıkta bir telefon görüşme-böğürtüsü başladı.Bariton bir sesle tüm banka on-line dinliyoruz amcayı.Nihayet tombala!!! Mel Gibson 'dan daha içten ve içimden ÖZGÜRLÜÜKK diye bağırarak atıyorum kendimi dışarıya.

Bu melodi mevzusuna feci takık bir durumdayım.Nedir bu telefonlardan ha bir gayret duyurmaya çalıştığımız favori şarkı -türkü olayımız.Hadi yeni yetmelere lafım yok ama yaşını başını almış insanlarda pek bir komik duruyor.

Bu işkence bitmiyor gittikçe şekil değiştiriyor.Aradığım bir kişinin telefonunda çalma sesi olarak bana müzik dinletiyor olmasıda beni öldürüyor.Misal işle ilgili tanımadığım birini arıyorum.Bir anda kulağımda "Allah belanı versin,bana gelen sana gelsin waayy "diye bir inilti kopuyor.Ben tam "noluyoruz ya" derken, melodi dinletme şeysi olduğunu anlıyorum.

Turkcell bu olayı ilk çıkardığı sıralarda ,iş için birini aradım.Adamı tanımıyorum .İlk kez konuşcaz.Numarayı çeviriyorum.Bir anda kendimi bir kavganın içinde buluyorum.İki adam birbirine acaip bağırıp çağırıyor.Eyvah adamı çok kötü bir anda yakaladım diye kapatıyorum telefonu.Aradan biraz zaman geçince adamla konuşmam lazım deyip tekrar arıyorum .Yine aynı kavga gürültü ,nasıl ya ? ne biçim bir adam ?,ne biçim bi kavga bu hala bitmemiş derken jeton düşüyor.Yine aynı zımbırtıya denk geldiğimi anlıyorum.

Şimdi ben bunu anlamış değilim.Sen iş için kullandığın bir telefonda nasıl böyle gayri ciddi bir şey dinletebilirsinki seni tanımayan birine.Ya da karşındaki kişinin , senin komik bulduğun şeyi komik bulacağını nasıl düşünebilirsin?
Ben mecburmuyum polis telsizi,çocuk ağlaması,kurbağa vıraklaması, dinlemeye?

Sadece bunlar da değil.En sevdiğim bir şarkı dahi olsa telefonda müziği duyduğum an o şarkıdan tiksinir hale geliyorum.
Bu konu artık bende takıntı haline geldi.Arkadaşlarımda çok şükür yok böyle bir merak.Olsa kesin aramam .Melodiyi dinlememek için basarım mesajı sen ara diye.

Televizyonda her şeyin altında bilmem ne melodisi için şu numarayı ara mesajlarını gördükçe eski raid reklamlarındaki böcekler gibi çığlık atarak kaçışıyorum.

Ortalık yerde bağıra çağıra yapılan telefon böğü(gö)rüşmeleri başka bir post konusu ...