28 Eylül 2009 Pazartesi

BEYOĞLU SAHAF FESTİVALİ




Akşam üzeri , Taksim'e geldiğimde ,meydanda gördüğüm kurulu standlar birkaç gündür tatsız olan moralimi anında düzeltti.
Beyoğlu Sahaf Festivali kurulmuş ,benim gibi kitap çok severleri buyur ediyordu festivale. Aslında sıklıkla ziyaret ederim bu çarşıyı.Hatta en son Leman Sam konserine giderken uğramış,4-5 kitap alıp çıkmıştım yine gider-ayak.Bu sefer aşina kitapçıları açık havada görünce daha bir cazip geldi gözüme.Standları teker teker acele etmeden gönlümce gezdim.Arka fondan çalan harika ezgilerin eşliğinde bir kaç gündür üzerime sinen moddan da biraz olsun sıyrıldım.Fotoğraf arşivlerine ,eski plaklara,eski mizah dergilerine göz attım.Yan tarafta kurulan çay bahçemsi bir yerde canlı müzik yapan bir grup vardı.Çoklukla Zülfü Livaneli'den şarkılarla eşlik ettiler bu gezime.İki saatlik bu kitaplara kaçamak sonunda ,İlgimi çeken bir kaç yeni ama eski kitabın sahibi olarak çıktım festivalden.


En çok ilgimi çeken,"Gölgede kalan Yıllar" oldu.Nazım Hikmet'i ve Pirayesi'ni bir de oğlu Memet Fuat'tan okuyup,o yıllara ait anılarını paylaşacağım yarından itibaren.


Arkasından,"Yıldızların efendisi Hayyam" gelecek Harold Lamb'ten.Hayyam'a ait bulduğum kayda değer ikinci kitap bu olacağa benziyor.İlki hala tadı damağımda kalan Amin Maalouf'tan, "Semerkant'tı.


Son olarak,"Amak'ı Hayal" ile Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi olacak bu gezinin son keyif ödülü.


Benim gibi süpriz karşınıza çıkmazsa ,gidemedim diye üzülmeyin 11 Ekime kadar devam ediyor.
Bol keyifli, kitaplı günler hepinize ..

20 Eylül 2009 Pazar

ŞEKERLER

Benim için bu bayram şeker bayramıdır .
Çocukluğumuzda topladığımız,ve benim her beyoğluna gittiğimde toplamaya devam ettiğim akide şekerleridir.Güya bayram çocuklarına aldığım ama en çok benim yediğim hatta bu yazıyı yazarken bile kaynana şekeri ve fındıklısını aynı anda yediğim müthiş akideler.
O yüzden geçen sene kullandığım bu fotoğrafı kullanıyorum.
Uzun bir girizgahdan sonra kısa bir bayram mesajı...
Sevdiklerinizin hep sevdikleriniz olarak yanıbaşınızda olduğu ,sağlıklı ,huzurlu ve bu akideler gibi rengarenk tatlı bir bayram dilerim.
Sevgiler :))

15 Eylül 2009 Salı

KANDİL



Bu yaşımdayım ilk defa kandilde böyle bir şeye şahit oluyorum.Bu akşam Kadir gecesi ,öncelikle hepinizin kadir gecesini kutluyorum.Allah hepimizin dualarını kabul etsin. :)

Yarım saat önce siteye girdim .Tam arabadan inerken tepemde havai fişekler atılmaya başladı.Acaba biri mi evleniyo diye düşünürken böyle bir günde kimsenin evlenmeyeceğini ya da evlenmeye kalksa bile hiçbir davetlinin iştirak etmeyeceğini düşündüm.Sonra havai fişeklerinin caminin hemen yanından atıldığını görünce kadir gecesi münasebetiyle atıldığını anladım.

Benim acaibime giden de bu...

Evet dinimizce çok önemli bir gün ama daha evvel hiç bir dini bayram veya günlerde havai fişek atıldığını görmemiştim.

Ya cumhuriyet bayramlarında atılır, ya da yılbaşlarında .İstanbul sınırlarında şahit olanınız var mı bilmiyorum ama ben ilk kez görüyorum.Benim çok hoşuma giden bir görüntüdür hiç üşenmeden soğukta sonuna kadar izledim.Ama gerçekten çok merak ettim daha evvel denk geldiniz mi böyle bir günde havai fişek gösterisine.

Hani bizim dinimiz,gösterişi ,abartıyı değil ,tevazuyu barındıran bir dindir o bakımdan :)

9 Eylül 2009 Çarşamba

SEL

Yağmuru her zaman sevmişimdir. Eğer işte ya da evdeysem,hemen balkona çıkar,elime aldığım sıcacık nescafemi yudumlarken seyretmeyi ve havaya karışan o kokuyu içime çekmeye bayılırım, çocukluğumda öğrendiğim tekerlemeyi söyleyerek ..

Ya da hafta sonunda eve gelirken yağmura yakalandıysam,şemsiyesiz yürümek oluşan su birikintilerine çocuklar gibi şap şup girerek saçlarımdan damlalar akarken ,sırılsıklam eve gelmeyi severim.Nasılsa eve gidiyorum.Ve az sonra ıslak giysilerden kurtulucam.Bu hafta içinde yağmura yakalandığımda yapamayacağım bir şey.O yüzden tadını çıkarırım.


Sabah ,işe giderken tem otoyolunun olması gereken yerde bir dere vardı.Üzerinde bidonlar ve ne olduğunu anlayamadığım koca koca şeyler yüzüyordu.Sabah sabah afyonum patlamamış bir halde dondum kaldım.Ne olduğunu anlamaya çalıştım.Ben her zamankinin aksine temi değil, E-5 karayolunu kullanıyordum bugün ,ama benim gibi şanslı olmayanları ve yaşanan felaketi görünce çok üzüldüm.Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum ,Allah sevdiklerine sabır versin .

Arap kızı artık gözü yaşlı , camdan kederle bakıyor...

3 Eylül 2009 Perşembe

FOK KATLİAMI


Biraz evvel ,gelen bir mailin ekini içinde ne olduğunu ve az sonra izlediğimde çok kötü olacağımı bile bile açtım .Belgesel niteliğinde çekilmiş,Kanada'daki fok katliamına ait bir videoydu gelen . Yarısına gelmeden öfke ve mide bulantısıyla kapattım.

Görüntüleri tahmin edebilirsiniz.Elinde tuttuğu sopa kadar odun ve duygusuz katil ,buzun üzerinde gördüğü hedef foklara doğru yürüyüp sanki bilgisayarda sanal bir şey oynuyormuşçasına ifadesizce hayvanların beyinlerine indiriyor elindeki sopayı.Bunu o kadar sakin yapıyor ki sanki çok normal bir şey yapıyormuş gibi..İşlediği cinayet değilde ,sanki boş bir alanda yürüken ,elindeki sopayla topa vururmuşcasına ilerliyor gördüğü tüm canlı hedeflere.

Nasıl bir şeydir ya .Hiç kimse durduramıyor vahşeti,Kanada hükümeti nasıl izin verir,teşvik eder ya da bu ülkede hiç mi hayvansever yok ?

Tamam ,dünyadaki savaşlarda da nice masum insan ,çoluk -çocuk ,yaşlı, genç demeden katlediliyor.Bu cinayetlerede bütün dünya seyirci kalmaya devam ediyor.Buna da lafım yok .Ama burda güçler eşit değil.Yani o hayvanların kaçıp saklanabilme,ya da bu canavarların ne yaptığını anlayabilme şanları hiç yok.Üzerine doğru gelen iki ayaklı hayvanı görmesiyle beynine aldığı darbe bir oluyor.
Sonra yaralı hayvanları canlı canlı yüzmeleri.Off korkunç!
Bir kez daha insanlığımdan utandım yemin ederim.Şimdi filmlerdeki gibi, woodo ayini yapabilen eski kabilelerden biri çıksa ,o hayvanlara yaşatılan acının aynısını bu,canavarlara yaşatsa.Önce kafaya inen bir balyoz ,canlı kaldıysakör bıçaklarla diri diri derisini yüzme,o halde çöplüğe atıp ölüme terk etme.
Bu acıyı yaşarlarsa belki anlarlar bu dünyadaki yaşama hakkının sadece insanlara ait olmadığını..