Kuruçeşme Arena'da ,yazın son demlerinde, parlement mavisi bir gecede ,denizin yanıbaşında efil efil esen rüzgara karşı , denizin karşısında, gecenin karanlığında ışıl ışıl heybetiyle parlayan Kuleli,boğazda patlayan rengarenk havai fişekleri, denizin üzerinde sanki kayarcasına ilerleyen ışıl ışıl deniz motorlarıyla nefis bir atmosferde ,"Hey Yıllar" yenilmedim size diyerek başladı Leman Sam ve kızları dün akşamki konserlerine.
Neşeli bir selamlamadan sonra sırayla aldılar mikrofonu ellerine .
Ruhi Su'nun "Üç kız bir ana "türküsünü "İki kız bir ana " olarak şahane yorumladılar.Kızların Leman Sam'a vokalleri müthişti.
Leman Sam,Kıyamam sana,Ay gız , Anladım ki,İlla,Rüzgar,leylim ley,Olmasa mektubun,yazdıkların olmasa diye devam etti uzun kızıl saçlarını savura savura .Ne çok özlemişim şarkılarını ,Her biri ayrı ayrı zamanda yolculuk yaptırdı bana.Ama en çok "ay gız" yorumuna bayıldım.Nasıl güzel bir lehçeyle söyledi azeri parçayı ...Hele aralardaki tiradlarında tüylerim diken diken oldu sanki ilk defa dinliyormuşum gibi...
Sonra Şehnaz Sam ,yeni çıkan kasedinden bir iki parça okudu rock sounduyla .Çocukken kardeşi Şevval'le annelerine ve kedilerine yazdıkları şarkıları söylediler.Selahattin Pınar'dan "Bir bahar akşamı ",Leonard Cohen'den "Dance me to the end of love'a" kadar bir gezintiye çıkardı bizi.
Şevval Sam,karadeniz türküleriyle başladı ,Pir Sultan Abdal'dan" Dostum'a,Frank Sinatra'dan "Singing in the rain'e" ,ve tabiki eşsiz Türk sanat musikisiyle devam etti söylemeye.
Kazım Koyun'cuya,Barış Manço'ya,Bahadır Akkuzu'ya,FikretKızılok'a selamlar söyledik.
Ortaya karışık arajman , her telden ,bir konser olduÜç saatin nasıl geçtiğini anlamadım.Gece biterken hafif uykuluklu,yüzümüze gece boyunca yerleşmiş tebessümle ,mest olmuş bir şekilde ayrıldık konserden.
Tek hayal kırıklığım Leman Sam'ın beklediğim ve en çok sevdiğim şarkılarından birini söylememesi oldu.
"Herneyse"...